28 Ekim 2009 Çarşamba

Sıcak denizlerim gibisin
Kafkaslardan geçemediğim
Karadeniz'i yüzemediğim
E şimdi sana Balkanlardan mı ineyim?
Söyle bebeğim...

Serpil
sen bir kaşık mıydın
içine atladığım
dolu olsan da farketmez
there is no spoon

sen bir kaşık mıydın
yoksa çay bardağı mı
yoksa post coloniyel discourse mu?
ama there is no spoon

ben bir tatlı mıydım
kaşıkladığın
morpheus ne demişti
katı olan her şey buharlaşıyor

thom ne büyük şair
hayat ne kadar zor
anderson ne demişti
beni öldürmeyen şey güçlendirir

tıpkı sertaç gibi
güç her yerde operate ediyor
tıpkı aşkımız gibi
ego tramplenlerinde zıplıyorum

suicide gibi durkheim gibi
bu kitap beni mi anlatıyor
i'm not here, this isn't happening
vuslata beş kala ellerin olmuşsun hain

örgütleniyorum
çünkü aşk örgütlenmektir
çünkü serpiliyorum
gauda peyniri gibi eriyorum
ah dali...

i fade out

again...